Hani zaman geçtikçe değişen kaidelere ayak uydurma vardır ya, insan doğası gereği her koşulda temel içgüdüleri ile ayakta kalabilir. Bu ilk çağlardan beri böyle süregelmiştir ve de her ne kadar teknoloji de değişse, giydiklerimiz de güncellense hatta hayat tarzlarımız da değişse içgüdülerimiz herhangi bir değişime uğramaz. Uğradığı anda, doğamıza aykırı davranıyoruz demektir ve bu insan karakterinde ciddi anlamda deformasyon yaratabilir.
“Seks için kadınların bir nedene, erkeklerin ise sadece bir yere ihtiyacı vardır” | Marilyn Monroe
Kadınlar doğası gereği annelik figürü altında güçlü ve kendini koruyabilecek erkeği bulmak için yola çıkar ama bu tek erkek olmalıdır. Oysaki erkekler daha çok tohumlarını saçan yayılımcı bir politika uygularlar. Erkeğin bu doğası gereği de kaybetmemesi gereken bazı içgüdüsel hareketlerini günümüz dünyasında kaybetmeye başladığı ve de kadınların erkeklere nazaran daha da maskulen hareket ettiği ne yazık ki kaçınılmaz bir gerçek. Bu değişimin tabi ki önemli kısmı moda ve teknolojide oluşan yeni algılardan gelmektedir.
-Sosyal Medya
-Evlilik Programları
-Standardize edilmiş moda akımları
Sosyal medya ile kadınların bir o kadar haksız ama bir o kadar da talep gören bir güç kazandıkları gerçek. Peki, sosyal medya nasıl olurda bir kadına talepleri bu kadar arttırır ve de onları sadece görsel olarak bu kadar güçlü kılar?
Herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacaktır | Andy Warhol
Siz erkek olarak ne kadar kalifiye bir yapıya sahip olsanız da -iş, eğitim, kültür, standartlar- kadınlar görsel dünyanın hayal kahramanları edasıyla bütün bunlara karşı durabilirler. Çünkü onları takip eden 15000 kişilik bir abazan güruhu, ya da mesaj kutularını asla boş bırakmayan bir acemi avcı grubu bulunmaktadır. “15000” takip ya, sanki sanırsın hatunu bütün Beşiktaş takip ediyor!
İşte bu noktada kaliteli bir erkek oyuncunun yapması gereken, kendi kalitesinde bir kadını karşına almaktır, asla sizin kalitenizden anlamayacak bir kadına sırf görselliği ya da sosyal medya kaşarlığı yüzünden prim vermeyin ve de kendi kalitenizden ödün vermeyin. Bu konuya bir sonraki makalemde daha geniş çaplı değineceğim
“Erkekler realist görünen romantiklerdir, kadınlarsa romantik görünen realistler”
Tecrübelerim ve yaşım gereği, yeni gelen nesilde gördüğüm bir mantıksız durum var. Erken evlilik talebinin eskiden daha çok kızlardan gelmesi yerine bu sefer erkeklerden daha çok gelmesi. Amazon koalası gibi erken yaşta hatuna yapışıp kalmak için bir nevi garanti lisans almaya çalışan adamlar. Evlilik programlarının geneline baktığınızda büyük talebin genç erkeklerden geldiğini gördüm ve bu gerçekten üzücü bir tablo ülkemizde. Bu medya üzerinden yapılan beyin yıkama karşısında daha modern bir savaş verip erkeğin her daim seçen taraf olduğunu unutmamamız gerekir, evlilik birine elimden kaçar diye ihtiyaçtan yapışmak değil, karşılıklı istekler doğrultusunda yol arkadaşı olabilmekle gelir.
“Ablan starrr bebeğim” |Kerimcan Durmaz
Doktora hocalığı yaptığım bir üniversitede, moda tasarımdan bir arkadaşımın güzel bir teorisini dinlemiştim. Modacıların çoğunluğunun gay olduğunu göz önünde bulundurursak, 10 sene önce babaanne tipi tayt pantolonlarla ya da tek tip sakal ve saç tarzı ile toplum arasına karışsalar, kara koyun gibi çok belli ederlerdi kendilerini. Fakat herkesi kara koyun yapabilirsen, artık ayırt etmek pek mümkün olmaz ve yumuşayan giyim modası algı olarak erkeklerin geneline yerleşir. Muhabbetimizden sonra fark ettiğim çok doğru bir algı oyununun oynandığıydı ve de buna karşı yapılabilecek pek bir şey yoktu. Burada size 80’ler vatkaları ve İspanyol paça ile kendinizi sokağa atın demiyorum, ama ne yazık ki genel erkek kesiminde giydiği kombinin karakterine yansıtmaya çalışan bir grup oluştu. Ben de dar pantolonu severim özellikle de yazın, ama bu kırıtarak yürümemi gerektirmez. Bunun bir diğer psikolojik algı savaşı, medyanın gay’ler için uyguladığı popüler ve pozitif bakış açısı ile toplum üzerine pompalandı. Burada net bir şekilde belirtmek isterim ki homo-fobik biri değilimdir, ama bunun sanki çok doğru bir şeymiş gibi yansıtılmasına karşıyım. Homoseksüellik aslında sapıklık çerçevesinden çıkarıldığı zaman bir kronik hastalıktır hormon yetersizliğinden ve de doğuştan gelen. Bu konuda bu tarz insanların imtiyazlarına da saygı duyulmalıdır ama bunu şov malzemesi yapan ve de bundan prim kazanan o kadar çok ikiyüzlü var ki bu memlekette…
Sonuç olarak,
Bu makale Bronze ve üzeri üyelerimize özel seçilmiş, cengaver, muazzam makalelerden biridir.
Beleş beleş nereye kadar, yol buraya kadar. Bundan sonra eşeklerle devam edicez
Yok ben eşeğe binmek istemiyorum dersen, özel üyelik seçeneklerimize bi göz at deriz
7 Comments
Moda dünyasındaki gaylerin değil,toplumdaki kadınların erkekleri bu yöne ittiğini düşünmekteyim.Dünyada erkeksi kıyafet kalmasın,kadınlar erkeklerin giydiği feminen kıyafetleri beğenmediklerini hissettirsinler,erkekler çıplak gezer.
Homoseksüellik hastalıktır,hormon yetersizliğidir vs ezbere laflar bunlar.Durumundan çok memnun olan gay de tanıdım,içler acısı psikolojisi olan da.Hastalık olması kişinin bakışına bağlıdır.Vücudu nizamı çalıştığına göre evrimsel bir bakış hastalık demek.Evrime inanılmaz katkısı olan insanlar da var.Yav o değilde bu çocukların taş gibi kız arkadaşları oluyor.Çok işime yaradılar sağolsunlar 😀
Doğru gibi yansıtılma konusunda, https://www.youtube.com/watch?v=cNPei56WhAk Athenaya saygım birkaç kat daha attı bu klipten sonra.Toplum tarafından olaya böyle kaypakça bakılmasındansa, geçiş dönemi olarak şova dökülmeden normal olduğunun gösterilmesini gerektiğini düşünüyorum.
Beyler koruyun onları,gay olmazsınız merak etmeyin.Kısacık ömründe,herkes dilediği gibi yaşasın.
Konuyla alakasız,kıvırtma olayı gluteus medius zayıflığıdır:)
Bunlar dışında düşüncelerine katılıyorum.
Evet gay bir arkadaşı olmasını isteyen çok kız tanıdım.
Bu kızlardan bazıları, anadolunun göbeğinde yaşamasına rağmen gay bir arkadaş istiyorlar :))
Kadınlar, erkekliğe yani maskulenliğe özeniyor ve maskulenleşiyor.
Erkekleri de kadınlaştırmaya çalısıyorlar.
Görmek için çevrenize bir bakış atmanız yeterli.. 🙂
Eşcinsellik ne bir hastalık ne de hormonal bir bozukluktur. Bir yönelimdir. Siz kadınları beğenip beğenmemeyi nasıl seçemiyorsanız, onlar için de durum aynen böyledir. Bir kelime okuma yapmadan cahil düşüncelerinizi ”makale” adı altında kusmamanız, konu hakkında bilgisi olmayanların zihnini bulandırmamanız dileğiyle.
Ona-buna cahil diye saldıranlar keşke din yobazlarından farksız bir ruh haline büründüklerini farkedebilseler, politik doğrucu normlara uymamak kimseyi cahil yapmaz, gay’lik hastalıktır değildir, apayrı bir tartışmanın konusudur, fakat, ortada moda adı altında faşist bir dayatma olduğu da güneşin balçıkla sıvanamaması kadar gerçektir. olay senin gay arkadaşın, benim gay arkadaşım meselesi de değil, engeli olan birinin engeli olması arkadaşlığınıza mani mi? ya da hasta olsa bu arkadaşlığın önünde bir engel mi? ezberci derken ezbercilik yapmamakta fayda var.
Ezberci diyerek bana atıfta bulundun sanırım.Yobaz dini bağnazlıktır.Din yobazı diye bir kavram yoktur.Faşizm apayrı bir kavramdır.Zorbalık anlamında kullanmaya çalıştıysan da dayatma aynı kapıya çıkmaktadır.Hastalık değil deyip engelli insanlarla bir tutman ayrı bir mantık hatasıdır.Pardon ezbere konuştum.
Konuya dönersem türkiyede 1 tane kıyafet mağazası yok.Milyon çeşit mağaza var.Çok basit, beğenmezsen almazsın.İstemiyorum giymeyecem,öldürürüm kendimi bırakın beni gibi bir durum var mı? He diyorsan ben bu modayı görmek istemiyorum(Yazının temeli bu noktada) sanane derler.
makalenin özünü kaçırmamanızı dilerim. kimi kez anlatmak istediğimizi anlatabilmek için bir takım örnekler veriyoruz ve bu ana temanın önüne geçiyor.
erkeğin sosyal medyadaki hali kadininkine göre içler acısı. yeni bir toplumsal hareket halini aldı sosyal medya da var olmak. bu durumun getirdiği bir sürü yenilik var. bundan kaçın demem ama düşünmekten ve sorgulamaktan vazgeçmeyin diyebilirim