Bu ilkbaharda ispanyadaydım erasmus programıyla. okul işini hallettikten sonra gezmeye başladım. yaklaşık 1,5 ay içinde 12 ülke değiştirdim. gezdiğim ülkeler ve gezi yöntemimi yazdım. 4 sayfa tuttu. eğer siz de gezmek istiyorsanız ya da aklınızda yoksa bile kafanızda en azından bir fikir oluşur. ayrıntısıyla yazmaya çalıştım. umarım size bi faydası dokunur

Avrupada gezmek istiyorsanız kesinlikle en az orta düzey ingilizce bilin. Bilmiyorsanız yanınızda bilen birisiyle beraber gezin. Tatil köyüne gitmek ya da bir tur organizasyonuyla gezmek bir seçenektir ama ben daha ucuza nasıl getireceğinizi anlatmaya çalışacağım.

Konaklama:
Gideceğiniz ülke ve şehirlerle ilgili ekşisözlük tarzı sitelerden bilgi edinin. Wikipedia’dan öğrendiğiniz bilgiler doğrudur ama bina, tarih, ekonomi vs bilgileri edinirsiniz ki bu da pek işinize yaramaz.

Couchsurfing.org:
Konaklamayı bedavaya ya da çok ucuza mal edebilirsiniz. Couchsurfing.org sitesine üye olun. Couchsurfing.org bir bedavaya konaklama sitesidir. Gideceğiniz şehirdeki üyelere mesaj atarsınız. Onda kalmak istediğinizi söylersiniz ve kabul eden kişilerde 1-5 gün arası bedavaya kalırsınız. Alternatif olarak hospitalityclub.com da vardır ama couchsurfing.org şu anda en fazla üyeye sahip sitedir. Şansınızı arttırmak için her ikisine de üye olun derim.

Profil bilgilerinizi mümkün olduğunca fazla bilgiyle doldurun. Fotoğraflarınız genel olarak partide eğlenirken, bir atraksiyon yaparken ya da bir yemek yaparken çekilen eğlenceli fotoğraflar olsun. Facebook’taki gibi en yakışıklı fotoğrafınız falan filan olmasın. Diğer üyelere de mesaj atarken önce kesinlikle profil bilgilerini okuyun, kısaca kendinizi tanıtın, o şehirde ne yapmak istediğinizi yazın ve onun profilini okuduğunuza dair bilgiler verin. Mesaj çok uzun olmasın. Çok uzun mesaj atarsanız karşınızdaki okumadan sizi reddeder. Sadece, ‘bilmem kaç gün sonra oraya geliyorum, sende kalabilir miyim?’ şeklinde de kısacık bişey yazmayın. Mesajınızı ortalama 1 hafta önceden gönderin. 1 ay önceden gönderirseniz genel olarak kabul edilmezsiniz. Son gün dahi kalacak bi yer bulabilirsiniz. o sitede gruplar vardır. Örneğin parise gideceksiniz, ‘last minute couch in paris’ şeklinde bi gruba hemen üye olup, o gruba üye olan herkese mesaj atmış olursunuz. Genel olarak bir iki kişi çıkar sizi kabul eder.

Bu site tehlikeli değildir. O konuda korkunuz olmasın. Hiç tanımadığın birinin yanında kalmaktan çekiniyor olabilirsiniz haklı olarak ama sizi kabul eden kişinin profil bilgilerinde, daha önceden misafir ettiği/yanında kaldığı kişilerin referansları vardır. Onları okursanız rahatlarsınız. Kaldıktan sonra ona referans bırakmayı unutmayın.

Hostelworld.com:
Tanımadığınız birisinin yanında kalmaktan çekiniyorsanız ya da kalacak başka kimse bulamadıysanız, diğer alternatif de hostelworld.com sitesidir. Bu site, adında da anlaşılacağı üzere, kalacak hostel (pansiyon) arama motorudur. Gittiğiniz şehirde pansiyon ararken pansiyonların oylamalarına, yorumlarına bakmayı ihmal etmeyin. %85’in altın da puan alan pansiyonlarda kalmayın. Temizlik, güvenlik, pansiyonun şehirdeki yeri ve çalışanları oylanır. Teker teker bakın.
Batı avrupada ortalama olarak, günlük 20€. doğu avrupada ise ortalama günlük 10€ ödeyerek kalabileceğiniz yerler bulabilirsiniz.

Not: hostellerdeki odalarda tek başına kalabileceğiniz odalardan, 10 kişi hatta bazı hosteller abartıp 18 kişinin (kız erkek karışık) kalabileceği odalar yapmışlardır. 8 kişilik odalar iyidir.

Oteller de elbette başka alternatiftir ama hostellere oranla yaklaşık 3-4 kat daha pahalıdır.

Ulaşım
Konaklamayı hallettikten sonra gideceğiniz yere ulaşmanın milyon tane yolu vardır. En ucuzundan, pahalıya doğru sıralıyorum

Otostop:
Benim en sevdiğim ulaşım yoludur. Kısa mesafeler için en güzeli. Gideceğiniz nokta 400 km uzaklıktan azsa en iyi alternatiftir, çünkü bedavadır. Ayrıca sizi alan araçtaki adamlar genellikle muhabbet etmek için alırlar ve bol bol muhabbet edersiniz. Hatta bi defasında Ispanya-Fransa sınırında otostop çekerken beni alan aracın şöförü, Fransa’nın en ünlü şarkıcılarından Olivia bilmem neyin babası çıktı. Sonradan youtube’dan izledim ikisi beraber sahnedeler. Adam da şarkıcıymış zaten.

Tır:

Tırlarda yolculuk yapmak da eğlencelidir. Adamlar zaten yalnızlar günlerce, aylarca yolculuk yapıyorlar. Otostop çekerken denk gelirseniz bol bol yiyecek ikram ederler. Hatta beni erotik kulübe götüren tır şoförü bile oldu. Kucak dansı falan ısmarlıyorlar, yolun kenarındaki para karşılığı seks yapan kadınlardan bile ısmarlarlar. Tır şirketlerini arayıp, güzergahlarını ya da parklarını öğrenip oraya da gidebilirsiniz. Benim babam da tır şoförüydü 6-7 yıl önce bıraktı. Şu firmada çalışıyordu falan derseniz ayrıca muamele görürsünüz. Tırın kötü tarafı, yavaş yolculuk olmasıdır. Batı avrupada 4 saatte 1 saat mola vermeleri gerekir. Toplamda 9 saat sürdükten sonra 11 saat mola vermesi gerekir. Pazar günleri trafiğe çıkamazlar vs

Rideshare.co.uk
Bu web sitesine gideceğiniz güzergahı ve olası günleri yazıp, sizin gittiğiniz güzergahta yolculuk eden arabaları bulabilirsiniz. Yakıtı paylaşırsınız. Otobüs, tren bileti fiyatlarının yarısına hatta daha ucuza bile yolculuk edebilirsiniz. Almanyada çok yaygındır. Diğer batı avrupa ülkelerde çok yaygın olmasa da bişeyler bulabilirisiniz.

Ryanair.com
En ucuz bileti bulabileceğiniz havayolu şirketidir. Maalesef Türkiye’ye uçuşları yoktur ama Bulgaristandan itibaren Schengen üyesi (ingiltere de dahil) bütün ülkelere uçuşları vardır. Ben Münih’ten Barcelonaya 21€ bilet bulmuştum. Eğer gezinizi önceden planladıysanız ve 1 ay öncesinden bilet alırsanız, 7€ uçak bileti bulma ihtimaliniz hayli yüksektir. Cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi hariç, diğer günlerde yolculuk etmenizi tavsiye ederim. Çünkü o günlerde havaalanı vergisi ödersiniz bu da 15-20€ civarı olması lazım. Geri kalan 3 günde biletiniz çık daha ucuz olacaktır. Dikkat etmeniz gereken, çantanızın 10 kiloyu geçmemesi. Eğer geçiyorsa çantanın büyüklüğüne bağlı olarak 15-20€ fazladan ödemek zorundasınız. Biletiniz size e-postayla gönderilecektir. Siz de onu bastırıp, elinizdeki çıktıyla havaalanına gidersiniz. Biletiniz odur. Yoksa 15€ bilete ayrıca para ödersiniz.

Otobüs:
Otobüs olayı avrupa ve amerikada, Türkiyedekinden çok farklı ve pahalıdır. Otogara gidip 500 tane firma bulamazsınız. 1 ya da 2 firma bulursunuz ve tekel oldukları için fiyatları da tuzludur. Avrupanın herhangi bi ülkesinden diğerine seyehat edebilirisiniz. Eurolines.com işinize yarayabilir. Istanbuldan Norveçe kadar otobüs bulabilirsiniz (tabi ki aktarma olacaktır)

Tren:
Avrupada trenler bulabileceğiniz en ucuz ya da en pahalı yolculuk olabilir. Çoğu ülkede hızlı tren vardır. 200-250 km/s yolculuk edebilirsini ama bunun maliyeti de yüksek olacaktır. Zor durumdaydım ve Marsilyadan Parise hızlı trenle gitmek zorunda kaldım. Bilet fiyatı 111.73 € uçaktan daha pahalıya mal oldu. Tabi ki yavaş trenler bulabilirsiniz. Türkiyedeki gibi hızda ve bilet fiyatları da gayet ucuz.

Trende eğer uluslararası yolculuk ediyorsanız. Yani bir ülkeden diğerine gidiyorsanız bileti tam almayın. Bulunduğunuz ülkenin son tren istasyonun bulunduğu kasabaya alın. Neden? Çünkü uluslararası bilet fiyatları çok daha pahalıya mal olacaktır. Çek cumhuriyetinden, Polonya Varşovaya bilet fiyatı 30€ civarındaydı. Ben Çek cumhuriyetinin son kasabasını bilet aldım. Çek kondüktörler (biletleri kontrol eden kişi) indi. Ben trende kalıp polonyaya geçtim. Polonyalı kondüktörler, polonyada bindiler ve biletimi sordular. Acelem olduğu için bilet alamadığımı ve trende bilet almak istediğimi söyledim. Ve aldım. Biletin bana maliyede 12€ oldu toplamda.

Tavsiye:
Rahat gezmek istiyorsanız ve 1den fazla şehir gezecekseniz, valizlerinizi yanınıza almayın. Valiz büyük hata olacaktır. Onun yerine büyük sırt çantası alın. 45, 55, 65, 75 hatta 100 litreye kadar çıkabilen bu çantalar benim için en büyük icatlardan bi tanesidir. 65 litrelik bir çantam var ortalama bi valizin aldığının fazlasını alıyor ve özel dizaynı sayesinde sırtınızda çok fazla yük hissetmiyorsunuz. The north face ve Berghouse tavsiye edebileceğim markalardır. Fiyatları da 150 liradan başlar. Bir tane de mat alırsanız havaalanlarında, otogarlarda, tren garlarında kısacası bi kaç saat beklemek zorunda olacağınız yerlerde serip istediğiniz yerde oturur ya da yatarsınız.

Telefonunuzu roamingini (uluslar arası dolaşım) kesinlikle açtırın. Yurtdışında konuşmak pahalı olacağından, mesajlaşarak işlerinizi halledebilirisiniz. Yanınıza tablet pc, atom işlemcili küçük bir laptop ya da internet işlerinizi halledebileceğiniz bir aygıt alın. Iphone ya da blackberry ile işletimi halledebilirim derseniz, hata etmiş olursunuz.

Hangi ülke iyidir?

Almanya: şehiriçi metro, otobüs vs gayet pahalıdır. Frankfurtta 3.90€ tek yön metro biletine ödedim. Metrolarda genellikle turkine yoktur. Bilet almadan yolculuk edebilirsiniz ama yakalanırsanız binlerce euro ceza ödersiniz. Ben bir defa metro bileti aldım.anı olsun diye. Başka da ödemedim. Size kalmış. Insanları ya hayvandır ya da çok yardımseverdir. Sigaralar ortalama 5€ civarıdır. Bir bara giderseniz biraya ortalama 3,5€ ödersiniz. Sokakta içmek serbesttir.Kızları güzel ve konuşkandır. Barda rahatça muhabbet edebilirisiniz ama çok fazla türk olduğu için, türk olmak bir dezavantajdır. Türksünüz diye de muhabbet etmemezlik olmaz merak etmeyin.

Fransa: Gayet pahalı bir ülkedir. Neresine giderseniz gidin pahalıdır. Pariste sokakta, ayaküstü bir kahvaltıya (tam doymuyorsunuz da) 6€ harcarsınız. Bakkaldan aldığınız biraya 1,5€ ödersiniz. Tek ucuz olan şaraptır. Sokakta içmek serbest olduğundan, elinizde şarap şişesiyle gezmenizde sıkıntı yoktur. Insanları genel olarak yardımseverdir. Yolda yürüyen herhangi bir kadını tavlamak sandığınızdan daha kolaydır. Insanlar genellikle tavuskuşudur. Aksesuar almak istiyorsanız fransa tam memleketi. Sokakta içen bi gruba selam verip girmek gayet olağandır. Herkes sizinle muhabbet edecektir. Genel olarak ingilizce bilirler.

İspanya: Avrupanın en güzel ülkelerinden birisidir. Bir defa fazla türk olmadığı için, türk olmak bir dezavantaj değildir. Insanlar genel olarak ingilizce bilmezler ama muhabbet etmeye bayılırlar. Selam deyip içlerine girmekte hiçbir sıkıntı yok. Irkçılık yoktur. Sokakta içmek yasaktır ama kimse sallamaz. Botellon (boteyon) dedikleri bir alışkanlıkları vardır. Insanlar bakkaldan içkilerini alırlar, sokakta hepberaber içerler. Barların içinde kimse oturmaz. Herkes barın önünde içkisini içer ve masa sandalye olayı yoktur. Herkes ayakta muhabbetini ettiği için set açmanın en kolay olduğu memleketlerden birisi. Milletin toplandığı sokaklarda çok yoğun marijuana kokusu vardır. Hemen her grubun elinde vardır.

Diğer batı avrupa ülkelerine kıyasla daha ucuzdur. Barda 0.25cl lik bira alabilirsiniz ve ortalama 1-1.5€. barcelona ve madrid de biraz daha fazla ödersiniz. İspanya, sadece barcelonadan ibaret değildir. Bütün şehirleri güzel ve turistiktir. 45 milyonlun ülkeye, yıllık ortalama 50 milyon turkist gelir. Bütün avrupadaki bar cafe bar cafe sayısından daha fazla bara cafeye sahip memlekettir. Yer gök ‘cervezeria’ dedikleri, bira satan dükkanlardır. Insanları çok kino yapar (hemen ili diye algılamayın) gezmenizi şiddetle tavsiye edeceğim ülkedir.

Belçika: Fazlasıyla pahalı ve sıkıcı bir memlekettir. Brüksel avrupanın başkenti olmasına rağmen gayet tehlikeli bir memlettir. Çantamın dış gözünden muzu bile çaldılar. Gitmeye değmez.

Polonya: Bir çok şehri temiz, düzenli ve güzeldir. Kızları genel olarak güzeldir ama bir slav ülkesinden beklediğiniz kadar değil. Millet iyi ingilizce konuşur. Sağlam içerler. Batı avrupadan daha ucuzdur. Ama halkı o kadar girişken değildir. Set açmak gayet rahattır ama batı avrupadaki kadar değil. Türkleri de severler neden bilmem ama. Genellikle sarışın ve kumral hatunlar vardır. Erkekleri gayet kıllı, sarı ve çirkindir. Polonyalo kızlar, polonyalı erkekleri gayet sıkıcı bulurlar. Turist olarak şansınız gayet yüksektir. Hele ki esmerseniz.

Çek cumhuriyeti: Memleket ucuzdur. Kızları gayet güzeldir. Bununda farkında olmaları hasebiyle gayet nazlıdırlar. Içki ısmarlatmak için hatunlar gayet girişken davranırlar. Içkiyi ısmarladığınız an bittiğiniz andır.

İtalya: gayet ırkçı ve pahalı bir memlekettir.çoğu şehri güzeldir. Kuzeyi pahalı ve sıkıcıdır. Güneyi çok güzel olmasına rağmen tehlikelidir. Yabancılar çok hoş karşılanmaz. Erkekleri genelde kabadır. Kızları gayet güzeldir ama ingilizce bilme oranları vasat seviyedir.

Slovenya:Avrupanın en temiz ülkelerinden birtanesidir. Kızları çok güzeldir ama lezbiyen sayısı çok fazla. Biraz tuzlu ülkedir ama gidip görmeye kesinlikle değer. Insanlar konuşkan ve ingilizce biliyorlar. Bir slav ırkından beklentilerinizi fazlasıyla karşılarlar. Barda ortalama 3€ ödersiniz bir biraya. Sigara da pahalıdır. Halkı genelde zengin olduğu için barda içki ısmarlatmak için hatunlar peşinizden koşmaz. Tavsiye ederim

Hırvatistan: Hemen slovenyanın dibinde olan bu memleket henüz AB üyesi olmamasına rağmen pahalıdır. Sahil kesimi akdenizin en güzel bölgelerinden biridir. Başkenti zagreb küçük ama güzeldir. Set açamazsanız sizi döverler.kızları gayet güzel konuşkandır ve iyi ingilizce konuşurlar. Türk dizilerinin yaygın olması hasebiyle türkiyeyi çok severler. Özellikle istanbulu. Nerelisiniz sorusuna ‘istanbul’ şeklinde cevap verirseniz DHV yapmış olursunuz. Gittiğinize pişman olmayacağınız, ilk fırsatta tekrar gitmek istediğim memleketlerdendir.

Sırbistan: Doğu avrupanın en gezilir ülkelerindendir. Gayet ucuz, kızları kumral ve esmer güzellerden oluşur. Gayet seksilerdir ve ingilizce bilme seviyeleri gayet tepelerdedir. 2 günlüğüne gidip 6 gün kaldığım memlekettir. Erkekleri gayet iri ve kabadır. Türk olmak iyi avantajdır. Burada da türk dizileri yaygındır ve istanbula bayılırlar. Gece klüplerinde (disko) erkekler heykel gibi durup, kızların gelmesini beklediğinden, set açmanın mükemmel işe yaradığı bir ülkedir. Şiddetle tavsiye ederim

İyi Yolculuklar…

Ashille – 20.09.2011

Ek Bilgi

ben de erasmustayken ryanairs ve couchsurfing favorimdi. couchsurfingde şimdi misafirleri ağırlıyorum:)

birde www.sleepinginairports.net böyle bir favorim daha var 🙂 hangi havaalanının uyumaya müsait olduğu falan yazıyor 4 kez havaalanında uyudum 🙂 en olmadı orda uyursunuz.

Spie