Hello & Welcome to our community. Is this your first visit? Kayıt ol

User Tag List

Toplam 6 adet sonuctan sayfa başı 1 ile 6 arası kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1
    YAZAR herşeyibilenadam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10/11/2011
    Yaş
    49
    Mesajlar
    1,245
    Tebrik
    Konular
    168
    Mentioned
    23 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

    Önceden Seçilmişlik

    Bir efsane vardır. Kendinizde yaşamışsınızdır, eğer yaşamadıysanız da kesin duymuşsunuzdur.”Ulan yalnızken kimse yok bir kız bile bulamadım, resmen kız kaçıran gibiyim ama ne zaman bir sevgilim olsa kısmetim açılıyor.”

    Bunun adına önceden seçilmişlik diyoruz. Aslında bu sadece kadın-erkek ilişkilerine ait bir şey değildir. Tüm hayatımızı ve zevklerimizi kontrol eden bir mekanizmadır. Reklamcılık sektörü de bunu çok kullanır. 2009 yapımı “ The Joneses ” isimli filmde sistemin bu insani mekanizmayı nasıl kendi çıkarı için kullandığını çok iyi gösteriyor.

    Bir gün arkadaşla kahvaltı yapmaya gittik. Bir sürü kahvaltıcının olduğu bir sokaktayız. Bazı mekanlar boşken, bazı mekanlarda millet, masaların boşalması için sıra bekliyor. Ben ilk defa gidiyorum ve arkadaşlar beni o sıraya soktular. Yahu dedim baksana burada boş yer var ne güzel gidip oturalım. Yok dediler, burası daha iyi. Daha mı iyi? Yumurta, peynir ve çay işte.

    Muhtemelen o sokakta ki tüm mekanlar aynı ürünleri satıyor ama mesele ürünün iyi olması değil, ürünün çok talep gördüğünden dolayı iyi olduğu yanılgısı yaratması. Televizyonda reklamı varsa iyidir gibi.

    Oysa Nike ayakkabının mağazaya geliş maliyeti 5 dolardır. Kendi mağazaları bile sahtesi ile gerçeği arasındaki farkı ayırt edemiyorlar. Ama o bir Nike.

    Önceden seçilmişliğin evrimsel kökenine bakınca şunu görüyoruz. Doğayla mücadele etmeye çalışan bir insan var. Hangi bitki zehirli, hangi bitki zehirsiz bilmiyor.
    Hangi hayvan zarar verir, hangi hayvan zarar vermez bilmiyor. Hangi böcek ısırır, hangi böcek ısırmaz bilmiyor. Doğal olarak, hayatta kalabilmesi için uygulaması gereken en iyi strateji, diğerlerinin yaptığını yapmak. Diğerlerinin yaptığını yapmak güvenlidir. Eğer herkes x bitkisini yiyorsa, gidip hiç bilmediğin y bitkisini yemen zehirlenmene neden olabilir. Riski almazsın ve x ile devam edersin.

    Söz konusu kadın-erkek ilişkileri olduğu zaman da aynı mekanizma devrededir. Kadının yumurtası değerlidir. 1 ay boyunca bir yumurta üretmek için uğraşır ve bunu en iyi erkeğin spermi ile birleştirmek ister. Birde erkeklerin kadınları bırakıp gitme gibi durumları olduğundan, tüm sorumluluk kadına bineceğinden, risk almak pek akıllıca değildir.

    Önceden seçilmiş erkeğin, iyi olduğu garantidir. Biz erkekler için ise böyle bir şey söz konusu değildir. Sayısız spermimiz var ve önümüze gelene dağıtmamızın bizim için negatif bir tarafı yok.
    Bu açıdan baktığımızda kadınların evli adamları çekici bulmasının nedeni de budur. Hiçbir kadın kimsenin istemediği bir erkeği istemez.

    Şimdi kalkıp eşimizi, sevgilimizi aldatalım demiyorum. Arzulanabilir olmaktan bahsediyorum. Ne kadar fazla kadın tarafından arzulanabiliyorsan, kendi ilişkini sağlıkla yürütme ihtimalin de o kadar artıyor. Ünlü olmasa kimsenin yüzüne bakmayacağı adamların, ünlü olduktan sonra bu kadar fazla kadın tarafından beğenilip, arzulanmasının nedeni de budur

  2. HELAL BRO valera777, desire HELAL BRO dedi
  3. #2
    Üye thewomanizer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/10/2017
    Mesajlar
    61
    Tebrik
    Konular
    3
    Mentioned
    4 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı herşeyibilenadam Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bir efsane vardır. Kendinizde yaşamışsınızdır, eğer yaşamadıysanız da kesin duymuşsunuzdur.”Ulan yalnızken kimse yok bir kız bile bulamadım, resmen kız kaçıran gibiyim ama ne zaman bir sevgilim olsa kısmetim açılıyor.”

    Bunun adına önceden seçilmişlik diyoruz. Aslında bu sadece kadın-erkek ilişkilerine ait bir şey değildir. Tüm hayatımızı ve zevklerimizi kontrol eden bir mekanizmadır. Reklamcılık sektörü de bunu çok kullanır. 2009 yapımı “ The Joneses ” isimli filmde sistemin bu insani mekanizmayı nasıl kendi çıkarı için kullandığını çok iyi gösteriyor.

    Bir gün arkadaşla kahvaltı yapmaya gittik. Bir sürü kahvaltıcının olduğu bir sokaktayız. Bazı mekanlar boşken, bazı mekanlarda millet, masaların boşalması için sıra bekliyor. Ben ilk defa gidiyorum ve arkadaşlar beni o sıraya soktular. Yahu dedim baksana burada boş yer var ne güzel gidip oturalım. Yok dediler, burası daha iyi. Daha mı iyi? Yumurta, peynir ve çay işte.

    Muhtemelen o sokakta ki tüm mekanlar aynı ürünleri satıyor ama mesele ürünün iyi olması değil, ürünün çok talep gördüğünden dolayı iyi olduğu yanılgısı yaratması. Televizyonda reklamı varsa iyidir gibi.

    Oysa Nike ayakkabının mağazaya geliş maliyeti 5 dolardır. Kendi mağazaları bile sahtesi ile gerçeği arasındaki farkı ayırt edemiyorlar. Ama o bir Nike.

    Önceden seçilmişliğin evrimsel kökenine bakınca şunu görüyoruz. Doğayla mücadele etmeye çalışan bir insan var. Hangi bitki zehirli, hangi bitki zehirsiz bilmiyor.
    Hangi hayvan zarar verir, hangi hayvan zarar vermez bilmiyor. Hangi böcek ısırır, hangi böcek ısırmaz bilmiyor. Doğal olarak, hayatta kalabilmesi için uygulaması gereken en iyi strateji, diğerlerinin yaptığını yapmak. Diğerlerinin yaptığını yapmak güvenlidir. Eğer herkes x bitkisini yiyorsa, gidip hiç bilmediğin y bitkisini yemen zehirlenmene neden olabilir. Riski almazsın ve x ile devam edersin.

    Söz konusu kadın-erkek ilişkileri olduğu zaman da aynı mekanizma devrededir. Kadının yumurtası değerlidir. 1 ay boyunca bir yumurta üretmek için uğraşır ve bunu en iyi erkeğin spermi ile birleştirmek ister. Birde erkeklerin kadınları bırakıp gitme gibi durumları olduğundan, tüm sorumluluk kadına bineceğinden, risk almak pek akıllıca değildir.

    Önceden seçilmiş erkeğin, iyi olduğu garantidir. Biz erkekler için ise böyle bir şey söz konusu değildir. Sayısız spermimiz var ve önümüze gelene dağıtmamızın bizim için negatif bir tarafı yok.
    Bu açıdan baktığımızda kadınların evli adamları çekici bulmasının nedeni de budur. Hiçbir kadın kimsenin istemediği bir erkeği istemez.

    Şimdi kalkıp eşimizi, sevgilimizi aldatalım demiyorum. Arzulanabilir olmaktan bahsediyorum. Ne kadar fazla kadın tarafından arzulanabiliyorsan, kendi ilişkini sağlıkla yürütme ihtimalin de o kadar artıyor. Ünlü olmasa kimsenin yüzüne bakmayacağı adamların, ünlü olduktan sonra bu kadar fazla kadın tarafından beğenilip, arzulanmasının nedeni de budur
    En son askere gidiyorum demiştin, burada görünce sevindim açıkcası.

    Çok güzel açıklanmış. Bu daha önce, çokluk mentalitesi, sosyal kanıt vb terimlerle bahsedilmişti. Herkesin istediği bir erkeğin arzulanması çok doğal çünkü onla aşk yaşamak zor olacaktır, elde etmesi kolay olmayacak. Aynı çok sevip de alamadığımız porscheler gibi. Onu almak zor, elde etmek zor.

    Peki sıradan birisi nasıl arzulanabilir olur? Güzel kaslar ve kıyafetler yeter mi? Ya da sadece kendin olmak mı? Beden dili değiştirilmeli mi? Bence hepsinden öte bir şey başarabilmek yeterli. Kendini geliştirmek gibi.

  4. #3
    Üye DickWhitman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/10/2017
    Nereden
    Rome
    Mesajlar
    192
    Tebrik
    Konular
    26
    Mentioned
    1 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    HBA kitabın kitapçılardaki yerini ne zaman alacak
    Suskunluğun merak uyandırmalı onda; konuşman ise merakını asla doyurmamalı...
    -Peçorin

  5. #4
    Üye candela - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/10/2017
    Mesajlar
    441
    Tebrik
    Konular
    7
    Mentioned
    35 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Ooo hba nasılsın ? Askerlik nasıl gidiyor

    --

    Klasik marlboro hikayesinden yola çıkarak üzerine düşündüğüm ve aşağı yukarı aynı düşüncelere vardığım bir konu.Batmakta olan bir şirkete bir adam geliyor,1 ayda satışları 3 katına çıakrayım siz de şirketin yarısı verin diyor.Depodaki izmaritleri ezip uçakla atıyor falan filan.

    Spor salonunda bir hoca vardı.Omzu sakat.Yaptığı bir harekete omzunu terse bırakıyorsun iyice sikeceksin dedim.Dellendi yok neymiş arnold da yapıyormuş.E sikik ?

    İn
    sanların kendileriyle o kadar çok sorunu var ki farklı yoldan gitmeye götleri yemiyor.

    Tamam tutan mekanizmayı kullanmayı destekliyorum.Picassonun bir lafı var.iyi sanatçılar kopyalar,büyük sanatçılar aşırır.Ya kullanırken mekanizmayı çöz ve açıklarını gör ya da yeni şeyler de dene.

    --

    Şöyle bir gerçek de var ki ne kadar önyargı oluşursa oluşsun,belirli bir kalite aşılmalı.Yoksa o yargılar boşa gider. Şimdi marlboro da güzel yani

    Yaşadığına benzerini köftecide yaşadım.biri tarihi köfteci yazmış,diğeri tarihi biz iyi biliriz yazmış,diğeri tarihi sizden öğrenecek değiliz yazmış.Utanmasalar bizanstan beri yazacaklar.Ama bütün müşterileri kapan dükkanın konumu ve görseli diğerlerinden çok daha iyiydi.Diğerleri de balıkçı önünde bekleyen kedi gibi.

    Fark nerde çıkıyor.Pepsi - coca cola.Aynı bok ama coca cola tokatlıyor.

    --

    Aslında yararlı bir yönü de var.Büyük ölçekte yarattığı kültür.Hayat seçimlerden ibaret.Akıllı adam kendine has şekilde seçiyor,sorun yok.Vasat insan seçemiyor işte,kültürün sürüklediği yönde ilerliyor.Kültür dediğimiz şey vasatı belirli bir noktaya getirmeye sağlayan,aslında elitlerin ortaya koyduğu seçimler bütünü.Biz elit görünce dayanamıyoruz amk.

    İnsanlar Mustafa Kemal'in getirdiği demokrasiyi de yanlış anlıyorlar mesela.Demokrasi günümüz şartlarındaki Türkiye'ye uygun değil.Çünkü insanlar SEÇEMİYOR. Paşa demokrasiyi getirdi fakat daha önemlisi kültür alanında büyük adımlar attı.Tutmadı tabi.İçten içe biliyordu bence.Utanmasak adamdan tanrı olmayı isteyecez ya neyse.

    --

    Kadınlara gelirsem..

    Bazı kadınlar var arkadaşlarının düşüncelerini çok takıyorlar.Sadece popüler olan ilgilerini çekiyor.Parayı da severler.Garip bir şekilde kötü davranılmasından hoşlanıyorlar.Çok eşliliğe meyilli oluyorlar falan filan.Ortamında popüler olmak,arkadaşlarıyla iyi geçinip ona köpek çekmek yetiyor aslında.Onlar için motora atlayıp türkiyeyi baştan sona gezmektense uçak bileti alıp instagrama atmak daha cazip.Vurkaç iyidir bunlara.

    Tam tersi manyaklar da var.Farklı olayım diye ipin ucunu kaçıran.Geçen bir abimin düğününe gittim.İnsanlar halaya kalktı kadın delirdi,kesin müziği istemiyorum halay olmayacak filan.İnsanlar oturdu oturmasına da rezil oldu düğün.

    Denge önemli denge.

  6. #5
    Üye verdict - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/10/2017
    Mesajlar
    380
    Tebrik
    Konular
    1
    Mentioned
    28 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Bir gariplik var ama çözemedim

  7. #6
    Üye thewomanizer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/10/2017
    Mesajlar
    61
    Tebrik
    Konular
    3
    Mentioned
    4 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı candela Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ooo hba nasılsın ? Askerlik nasıl gidiyor

    --

    Klasik marlboro hikayesinden yola çıkarak üzerine düşündüğüm ve aşağı yukarı aynı düşüncelere vardığım bir konu.Batmakta olan bir şirkete bir adam geliyor,1 ayda satışları 3 katına çıakrayım siz de şirketin yarısı verin diyor.Depodaki izmaritleri ezip uçakla atıyor falan filan.

    Spor salonunda bir hoca vardı.Omzu sakat.Yaptığı bir harekete omzunu terse bırakıyorsun iyice sikeceksin dedim.Dellendi yok neymiş arnold da yapıyormuş.E sikik ?

    İn
    sanların kendileriyle o kadar çok sorunu var ki farklı yoldan gitmeye götleri yemiyor.

    Tamam tutan mekanizmayı kullanmayı destekliyorum.Picassonun bir lafı var.iyi sanatçılar kopyalar,büyük sanatçılar aşırır.Ya kullanırken mekanizmayı çöz ve açıklarını gör ya da yeni şeyler de dene.

    --

    Şöyle bir gerçek de var ki ne kadar önyargı oluşursa oluşsun,belirli bir kalite aşılmalı.Yoksa o yargılar boşa gider. Şimdi marlboro da güzel yani

    Yaşadığına benzerini köftecide yaşadım.biri tarihi köfteci yazmış,diğeri tarihi biz iyi biliriz yazmış,diğeri tarihi sizden öğrenecek değiliz yazmış.Utanmasalar bizanstan beri yazacaklar.Ama bütün müşterileri kapan dükkanın konumu ve görseli diğerlerinden çok daha iyiydi.Diğerleri de balıkçı önünde bekleyen kedi gibi.

    Fark nerde çıkıyor.Pepsi - coca cola.Aynı bok ama coca cola tokatlıyor.

    --

    Aslında yararlı bir yönü de var.Büyük ölçekte yarattığı kültür.Hayat seçimlerden ibaret.Akıllı adam kendine has şekilde seçiyor,sorun yok.Vasat insan seçemiyor işte,kültürün sürüklediği yönde ilerliyor.Kültür dediğimiz şey vasatı belirli bir noktaya getirmeye sağlayan,aslında elitlerin ortaya koyduğu seçimler bütünü.Biz elit görünce dayanamıyoruz amk.

    İnsanlar Mustafa Kemal'in getirdiği demokrasiyi de yanlış anlıyorlar mesela.Demokrasi günümüz şartlarındaki Türkiye'ye uygun değil.Çünkü insanlar SEÇEMİYOR. Paşa demokrasiyi getirdi fakat daha önemlisi kültür alanında büyük adımlar attı.Tutmadı tabi.İçten içe biliyordu bence.Utanmasak adamdan tanrı olmayı isteyecez ya neyse.

    --

    Kadınlara gelirsem..

    Bazı kadınlar var arkadaşlarının düşüncelerini çok takıyorlar.Sadece popüler olan ilgilerini çekiyor.Parayı da severler.Garip bir şekilde kötü davranılmasından hoşlanıyorlar.Çok eşliliğe meyilli oluyorlar falan filan.Ortamında popüler olmak,arkadaşlarıyla iyi geçinip ona köpek çekmek yetiyor aslında.Onlar için motora atlayıp türkiyeyi baştan sona gezmektense uçak bileti alıp instagrama atmak daha cazip.Vurkaç iyidir bunlara.

    Tam tersi manyaklar da var.Farklı olayım diye ipin ucunu kaçıran.Geçen bir abimin düğününe gittim.İnsanlar halaya kalktı kadın delirdi,kesin müziği istemiyorum halay olmayacak filan.İnsanlar oturdu oturmasına da rezil oldu düğün.

    Denge önemli denge.
    Ohooo nerelerdeydin, seni göremiyordum gözlerim kanıyordu

  8. HELAL BRO candela HELAL BRO dedi
 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Tüm Zamanlar GMT +12 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:47.
Powered by vBulletin® Version 4.2.3
Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.